Aynı Konutta Yaşamayan Çocuğa Yapılan Tebligat Usulsüzdür


Yazar: Av. Selçuk ENER
30.07.2024 11:48:05
Aynı Konutta Yaşamayan Çocuğa Yapılan Tebligat Usulsüzdür

Aynı konutta yaşamayan çocuğa yapılan tebligat, usulsüz tebligattır. Usulsüz tebligat, kural olarak yapılmamış sayılır ve tebligata bağlanan sonuçları doğurmaz. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2014/29682 Esas, 2015/4949 Karar sayılı kararında;

"Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :


1) İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca süresinde satış istenmemesi sebebiyle hacizlerin düşürülmesi talebinin reddine dair mahkeme kararının temyizi yönünden;
İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE),


2) Borçlunun diğer şikayetlerinin temyiz incelemesinde sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun diğer şikayetleri ile birlikte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek öğrenme tarihi olan 09.01.2014 gününün tespit edilmesini istediği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Borçlu ...'e ödeme emrine ilişkin tebligat, Tebligat Kanunu'nun "Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat" başlıklı 16. maddesine göre yapılmıştır. Tebligat mazbatasında "gösterilen adresteki evde hazır bulunan ve muhatabın oğlu olduğunu beyan eden ehil ve reşit olan Hasan Sel imzasına" tebliğ edildiği şeklinde açıklamada bulunulmuştur.
Tebligat Kanunu'nun 16. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesinde "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır" düzenlemesi mevcuttur. Mevcut düzenleme karşısında öncelikle kendisine tebliğ yapılacak şahsın adreste bulunmadığı tespit edilerek mazbataya yazılmalı, daha sonra aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine tebligat yapılmalıdır.
Somut olayda söz konusu tebligatın, borçlunun adresinde bulunmadığı ve aynı evde birlikte yaşayıp yaşamadığı tespit edilmeksizin doğrudan oğluna tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple borçlu adına yapılan ödeme emri tebligatı usulsüzdür.
Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
O halde mahkemece borçlunun usulsüz tebligata dair şikayetinin kabulü ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi de gözetilerek tebligat tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.


SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi."

Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!