Ayrı Açılan Boşanma Davalarının Tek Hüküm Kurulması İçin Birleştirilmesi Gerekir


Yazar: Av. Bilge İŞ & Av. Selçuk ENER
09.07.2024 11:08:21
Ayrı Açılan Boşanma Davalarının Tek Hüküm Kurulması İçin Birleştirilmesi Gerekir

Bağlantılı davaların kendiliğinden veya talep üzerine birleştirildiği bilinmektedir. Boşanma davalarında ise bu durum tek hüküm kurulması adına birleştirilmek zorundadır. Maddi tazminat, manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve diğer tüm ferilerin hükmedilmesi için kusur belirlemesinin tüm olay kapsamında yapılması gerekmektedir. Farklı dosyalarda farklı kusur belirlemesi sonucu hükmedilecek farklı tazminat ve nafakaların mümkün olmadığı açıktır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi,  2022/6089 E. 2022/6413 K. 29.06.2022 tarihli kararı şu şekildedir.

“…Davacı kadın 28.12.2016 tarihinde .... Aile Mahkemesi'nin incelediği dosyası ile Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. İlk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; davalı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek, davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne, ortak çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocukla davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ve aylık 400,00 TL iştirak nafakası, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadın yararına 10.000 TL maddi tazminat ve 7.000 TL manevi tazminata ilişkin hüküm kurulmuş, ilk derece mahkemesinin bu kararı; davalı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesinin bu kararı; davalı erkek tarafından, hükmün tamamı yönünden temyiz edilmiştir. Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasına ilişkin yargılama devam ederken, davalı erkek tarafından Büyükçekmece 2. Aile Mahkemesinin incelemekte olduğu 2021/1816 esas sayılı dosyası ile Türk Medeni Kanunu’nun 161, 162 ve 166/1 maddelerine dayalı olarak boşanma davası açmış ve davasının eldeki dava ile birleştirilmesini talep etmiştir. Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar (HMK m. 166/1). Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (HMK m. 166/4). Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi-manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'i konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmak, Türk Medeni Kanunu'ndaki düzenlemelere (TMK m. 4, 174/1-2, 175) aykırı düşer. Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, Türk

Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu boşanma davasında, ilk derece mahkemesinin kararı davalı erkek tarafından boşanma davası yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma davasında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir...”

Yukarıdaki içtihattan anlaşılacağı üzere bilinmemesi halinde taraflarca farklı davalar açılmakta ve bunların birleştirileceği bilinememektedir. Bu sebeple dava açılırken bu hususa önem verilmeli ve gerek dava öncesi gerekse dava sırasında ve hatta davadan sonra da bir avukata danışılması veya sürecin bir avukat ile yürütülmesi elzemdir.

Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!