BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NİN MAHKUMİYET HÜKMÜ VERMESİ İÇİN OLAYIN TEK TANIĞI OLAN MAĞDUREYİ DİNLEMESİ GEREKİR


Yazar: Stj. Av. Gaye Amiklioğlu & Av. Selçuk Ener
28.01.2025 15:41:58
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NİN MAHKUMİYET HÜKMÜ VERMESİ İÇİN OLAYIN TEK TANIĞI OLAN MAĞDUREYİ DİNLEMESİ GEREKİR

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NİN MAHKUMİYET HÜKMÜ VERMESİ İÇİN OLAYIN TEK TANIĞI OLAN MAĞDUREYİ DİNLEMESİ GEREKİR

Ceza Muhakemesi Hukuku’nun "Duruşmada okunmayacak belgeler" başlıklı 210. maddesinin birinci fıkrası; "Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez." şeklinde düzenlenmiş olup yargılama konusu olayla ilgili sadece bir tanığın beyanından başka delil bulunmayan hâllerde bu tanığın duruşmada mutlaka dinlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu husus ile doğrudan doğruyalık ilkesi açık bir şekilde ortaya konmuştur.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ilgili kanun maddesi esas alınarak aşağıda yer vereceğimiz kararında BAM tarafından yerel mahkemece verilen hükmün bozulması ve beraat kararı yerine mahkumiyet kararı verilmesi durumunda olayın tek tanığı olan katılan mağdure dinlenmeksizin sanık hakkında mahkumiyet hükmü verilemeyeceğini, mağdurenin olayla ilgili olarak yeniden dinlenmesi gerektiğini, bu beyanın dosyada mübrez tüm delillerle birlikte değerlendirilmesi ve ona hüküm verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

                                                                                                                                             

“…İlk Derece Mahkemesince verilen beraat kararının istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak yapılan yargılamada sanığın savunmasının alındığı ancak katılan mağdure dinlenmeksizin mahkûmiyet hükmü kurulduğu anlaşılan dosyada;

İspat hususunda belirleyici delil mahiyeti arz eden ve olayın tek tanığı konumunda olan katılan mağdurenin, maddi hakikatin ortaya çıkarılması için, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından CMK'nın 210. maddesinin birinci fıkrası ile 217. maddesinin birinci fıkrası gereğince duruşmaya getirilip bizzat dinlenerek eylemin ne şekilde gerçekleştiği hususunda ayrıntılı beyanı alındıktan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucunda karar verildiği kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına konu hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.”

( Yargıtay CGK 2021/138 E. 2024/146 K. 27.03.2024 T. )

                                                                                                                                             

Maddi gerçeğin hukuka uygun şekilde toplanan delillere dayanarak hiçbir duraksamaya yer kalmaksızın ortaya çıkarılmasını amaçlayan ve vicdani kanıt sistemi geçerli olan ceza muhakemesi hukukumuzda duruşmanın doğrudan doğruyalığı ve sözlülük ilkeleri esas alınmış olup hüküm verecek olan mahkeme hâkimi sanık, tanık ve olayın tüm delilleriyle birebir karşı karşıya gelecek, herhangi bir vasıta olmadan örneğin beyan delilini dinleyecek ve belge delilini okuyacaktır. Böylece, belirtilen ilkeler ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde yer alan adil yargılama hakkının temel gerekleri ve CMK'nın 217. maddesi uyarınca hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilecektir. Bu nedenle kural olarak sanık, tanık ya da bilirkişiler mahkeme huzurunda dinlenecek ve daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçmeyecektir. Mahkeme huzurunda dinlenmeyen sanık, tanık ya da bilirkişinin beyanlarının hükme esas alınması mümkün değildir.

 

Stj. Av. Gaye AMİKLİOĞLU & Av. Selçuk ENER

 

Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!