Bonoda Bulunan Bedel Kayıtlarının Sözleşme Ve İbranameye Etkisi
Ticari hayatın vazgeçilmez bir ödeme aracı olan bono diğer adıyla senet, içermesi gereken koşullar ve bu koşullardan yoksun olması halinde karşılaşılacak sorunlar yönünden önem arz etmektedir. Nitekim bu yazıda bononun geçerli olması için taşıması gereken şartlardan ve uygulamada bonoya dair karşılaşılabilecek bazı sorunlara değinilecektir.
Belirli şekil koşullarına bağlı ve muayyen bir miktar paranın ödenmesi taahhüdünü içeren, kıymetli evrak niteliğini taşıyan bir borç senedi olan bono şekil şartı itibariyle bazı unsurları bünyesinde barındırmalıdır. Bunlar;
1. “Bono” ya da “emre yazılı senet” kelimesi,
2. Kayıtsız şartsız belirli bir para ödeme vaadi,
3. Lehtarın ismi,
4. Keşidecinin imzası,
5. Düzenleme tarihi,
Bu unsurlar bononun geçerliliğini mutlak şekilde etkileyen, bonoda bulunmaması halinde bononun kıymetli evrak niteliğini kaybetmesine yol açacak unsurlardır. Bir de alternatif zorunlu şekil unsurları vardır ki bunlar bonoda ayrıca gösterilmediği takdirde, bonoda bulunan diğer bir kayıt, bu koşulun yerini almaktadır. Bunlar da;
1. Düzenleme yeri
2. Ödeme yeri
olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm bu zorunlu geçerlilik koşullarından ayrı olmak üzere bononun geçerliliğini etkilemeyen, bononun dayandığı iç ilişki dolayısıyla ileri sürülebilecek def’ilerin ispat kolaylığını sağlayan kayıtlar da vardır. Bunlar arasından “bedel kaydı”nın bir türü olan “bedeli nakden ahzolunmuştur” kaydı yazımızın konusunu ihtiva etmektedir.
“Bedeli nakden ahzolunmuştur” veya “bedeli nakden alınmıştır” sözcüğünü içeren bonolar yukarıda bahsedilen zorunlu geçerlilik koşullarını taşıdığı takdirde yalnızca bu kayıt nedeniyle geçersiz sayılmayacaktır. Bedel kaydı bononun soyut bir borç ikrarı ihtiva etmesinin önüne geçmeyecek ve bu doğrultuda borçlu, senedin kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarı taşımadığı gerekçesiyle geçersiz olduğunu savunamayacaktır. Zira kıymetli evrakların bir çeşidi olan bononun soyut bir borç ikrarı içermesi, altında yatabilecek herhangi bir borç ilişkisinin varlığından bağımsız olmayabilir. Daha iyi ifade etmek gerekirse; senedin keşide edilmesinin sebebi taraflar arasındaki sözleşmeden yahut farklı bir hukuki durumdan kaynaklanabilir. Ancak borçlu, salt aralarındaki sözleşmeyi öne sürerek senedin geçersizliğini ileri süremeyecektir.
“Bedeli Nakden Ahzolunmuştur.” Kaydı İçeren Senet Taraflar Arasındaki Sözleşmeye Konu Edilirse Senet Sözleşmeden Bağımsız Hukuki Sonuç Doğurur Mu?
Sırf taraflar arasında akdedilen sözleşmede bonoya atıfta bulunulması sebebiyle bononun geçersiz olmayacağı yahut bononun sözleşmeden bağımsız olarak ileri sürülebileceği tartışmasızdır. Taraflar arasındaki asıl borç ilişkisinde, senede atıf yapılması halinde senedin kıymetli evrak niteliğini kaybetmeyeceğini belirtmek gerekir. Senet üzerinde “bedeli nakden ahzolunmuştur” sözcüğünün yer alması da bu durumu değiştirmeyecektir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki senet üzerinde “ bedeli nakden ahzolunmuştur” sözcüğünün yer alması “keşideci ve “lehtar” arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusu yönünden büyük önem taşımaktadır. Zira temel borç ilişkisinin tek bir sözcükle senedin üzerinde yansıtılması taraflar arasında ileri sürülebilecek kişisel def’i nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştıracaktır. Borçlu, senedin düzenlenmesine sebep olan temel ilişkinin varlığını ve borcun sona erip ermediğini, dolayısıyla da senedin bedelsiz kalıp kalmadığını ispatlayabilecektir.
‘’Yerleşik Yargıtay İçtihatlarında ve öğretide de kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik "bedel kaydı"dır. Yinelemek gerekirse "bedel kaydı" kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehtarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü, kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının, varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel def'i nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır’’
Yargıtay 12. HD E. 2012/14650, K.2012/314480, T. 5.11.2012
Sözleşmede Atıf Yapılan Bono Vade Tarihinden Sonra İade Edilmeksizin İbra Edilebilir Mi?
Uygulamaya ve hayatın olağan akışına uygun olacak şekilde bonodan doğan borcun ifa edilmesi usulü, borçlunun borcunu ödedikten sonra keşide etmiş olduğu senedi teslim almasıyla tamamlanmaktadır. Ancak her zaman bu mümkün olmamakla birlikte bazı durumlarda borçlu keşide etmiş olduğu bonoyu teslim almayı ihmal etmekte yahut elinde olmayan sebeplerle teslim alamamaktadır. Bu durumda senedin sebebi olan asıl alacak sona erdiği halde alacaklı halen bonoya zilyet durumda olmakta, borçlu ise haksız bir icra takibiyle karşı karşıya kalmaktadır. Ancak borçlu keşide etmiş olduğu bonoyu iade almaksızın alacaklı ile usulüne uygun olarak ibraname imzalayarak borcundan kurtulabilmektedir.
Senet iade edilmeksizin gerçekleşen ibra, borçluya sadece ibra edilen alacaklıya karşı ileri sürülebilen ama iyiniyetli sonraki cirantalara ya da senet hamiline karşı ileri sürülemeyen bir defi hakkı sağlar. Yargıtay’ a göre, ibra sözleşmesi senet iade edilmeksizin yapılıyorsa, ibra sözleşmesi metninin ortadan kaldırılan alacağın ilişkin olduğu kıymetli evrakı açıkça içermesi zorunludur. Belirtmek gerekir ki alacağın hangi senede ilişkin olduğu ibranamede belirtilmemiş olsa bile; senedin vade tarihinden sonra usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir ibraname, alacaklının “başka alacağım kalmamıştır” beyanı veya bu sonuca ulaştıracak farklı beyanları doğrultusunda, ibraname vade tarihinden sonraki bir tarihte yapıldığından ibra tarihi itibariyle alacaklı, borçludan başka alacağı kalmadığını kabul ederek ibranamede ibra edilen bonoyu belirtmese de dolaylı olarak borçluyu borcundan ibra etmektedir.
‘’Her ne kadar alacaklı bu ibranın başka alacaklara ilişkin olduğunu ileri sürmüş ise de ibranamenin son cümlesinde "başka alacağım kalmamıştır ibra ederim" açıklaması ile senedin vade tarihinden sonraki 25.7.2007 ibraname tarihinde bu senet dışında dahi alacağı olmadığını açıkladığına göre Mahkemece senet bedelinin ödendiğinin kabulüyle borçlu itirazının yerinde olduğu düşünülmeksizin yazılı biçimde istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir.’’
Yargıtay 12. HD, E. 2008/1906 K. 2008/4879 T. 13.03.2008
Yukarıda bonoya dair açıklayıcı bilgilere yer verilerek günlük hayatta bonodan kaynaklı ortaya çıkabilecek bazı uyuşmazlıklar ve bunlara dair çözümlere yer vermeye çalıştık. Konu itibariyle özellik arz eden bonoya dair karşılaşabileceğiniz uyuşmazlıklarda, bu konuda uzman bir hukukçudan destek almanız olası kayıplarınızın önüne geçmesi açısından çok önemlidir.
Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!