Çocuğun Erginliği Sonrasında Nafakanın Kaldırılması İçin Açılan Dava Hukuki Yarar Yokluğu Sebebiyle Reddedilir


Yazar: Av. Bilge İŞ & Av. Selçuk ENER
08.07.2024 15:27:08
Çocuğun Erginliği Sonrasında Nafakanın Kaldırılması İçin Açılan Dava Hukuki Yarar Yokluğu Sebebiyle Reddedilir

İştirak nafakası çocuğun erginliğine kadar hak kazanabileceği bir nafaka olup erginliği ile birlikte bu nafaka kendiliğinden sona erer. Bu sebeple nafaka yükümlüsünün çocuğun erginliği sonrasında iştirak nafakasının kaldırılması için açtığı dava hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddedilir.  

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi,  2022/6020 E. 2022/6592 K. 4.07.2022 tarihli kararı şu şekildedir.

“…Davacı dava dilekçesi ile; davalı çocuğu yararına boşanma ile hükmedilen iştirak nafakasının davalının üniversite mezunu olması ve çalışabilecek durumda olması sebebi ile kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile davalı hakkında hükmedilen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, davalının kararı istinaf etmesi üzerine mahkemece ek kararla kesin olduğu gerekçesi ile, istinaf talebinin reddine karar verilmiş, hüküm 01.03.2022 tarihinde kesinleştirilmiş, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 07.06.2022 tarihli yazısı ile, karar ile ilgili kanun yararına temyiz talebinde bulunulmuş, dosya Dairemize gönderilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 328`inci maddesine göre; ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Buna göre; çocuğun ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile, dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114`üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca; açılan davada, davacının hukuki yararının bulunması dava şartlarındandır. Aynı Kanunun 115`inci maddesi gereğince, mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırması gerekli olup, mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse; aynı Kanunun 115`inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davanın usulden reddine karar vermelidir.

Somut olayda; mahkemece; Türk Medeni Kanununun 328`inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca iştirak nafakasının davalı ...'in ergin olması ile birlikte kendiliğinden sona erdiğinden, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek, "dava konusu bu istem hakkında hukuki yarar yokluğundan usulden reddine" şeklinde hüküm kurulması gerekirken, yasal olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir...”

Yukarıdaki içtihattan anlaşılacağı üzere bazen bir hakka sahip olduğunun bilinmemesi sebebiyle de açılan davalar reddedilmektedir. Zira eğer dava açarken bir hukuki yarar yoksa dava reddedilecektir. Bu sebeple dava açılırken bu hususa önem verilmeli ve gerek dava öncesi gerekse dava sırasında ve hatta davadan sonra da bir avukata danışılması veya sürecin bir avukat ile yürütülmesi elzemdir.

Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!