Devre Mülk Sözleşmesine Dayanan Tapu İptali Ve Tescili Davaları
Devre mülk sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescili davalarında taşınmazın aynı söz konusu olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 12.maddesine göre taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 2019/5220 Esas 2019/6408 Karar sayılı kararı uyarınca;
"Devre mülk sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil, ödenen bedeli iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada.....Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
Dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil, ödenen bedeli iadesi istemine ilişkindir.
... Mahkemesince, somut olayda davacı ve davalı şirket arasında imzalanan 01/12/2016 tarihli 23259 nolu sözleşme ile . ...... 118 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşaa edilen binanın A Blok 2. Kat 69 bağımsız bölüm nolu C22 devre kodlu devre mülkün satış sözleşmesinin.....ilçesindeki devremülk olduğu, devremülke davacının toplam 9.460,00 TL ödeme yaptığı, devremülk sözleşmesi imzaladıktan sonra taşınmazın tapusunun davacı adına yapıldığı, hatta tapu masraflarınnı da ödendiği aynı zamanda davacının dava ile birlikte tapu kaydının iptalini istediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla uyuşmazlığın bu hali ile kamu düzenine ilişkin kesin yetki ve taşınmaz üzerindeki ayni hak iddiasına ilişkin yetkiyi düzenleneyen HMK'nın 12. maddesi kapsamında kaldığı görülmektedir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yer olan ....arafından görülmesi gerektiğinden ve HMK'nın 355. maddeye göre kesin yetki kuralının kamu düzeninde olduğundan , resen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
..... Mahkemesince ise her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesi sunarak ..... yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de yetki itirazının süresinde olmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınmazın aynından değil; sözleşmeden kaynaklandığı ve dolayısıyla, somut olayda kesin yetki kuralının söz konusu olmayacağı, bu nedenle davanın açıldığı .... mahkemesi sıfatıyla) yetkili hale geldiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki başlıklı 6100 sayılı HMK'nın 12. maddesinin birinci ve üçüncü fıkrasında "1)Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. 3)Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir." hükmüne yer verilmiştir. Bu kural kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re'sen gözetilir.
Somut olayda, davacının dava dilekçesinde özetle; 01/12/2016 tarihli 23259 nolu sözleşme ile ..... 118 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşaa edilen binanın A Blok 2. Kat 69 bağımsız bölüm nolu C22 devre kodlu devre mülkün satış sözleşmesini yaptıklarını, davalı şirket tarafından devre mülk tanıtımında baskı altında kalarak sözleşmeyi okumalarına fırsat bile vermeden imzaladıklarını, davalı şirketin tüketiciye verdiği hiç bir vaadi yerine getirmediğini, tanıtım yaparken her yıl 2000 ila 2500 TL kendilerine kira geliri olacağını söylediklerini, devre mülkün davalı şirketçe kiraya verileceğini ve gelirin hesaplarına aktarılacağının bildirildiği, sözleşme imzalandıktan sonra kapora olarak 800 TL'nin post makinasından çekildiğini, daha sonraki tarihlerde toplam 9.460,00 TL ödeme yaptığını, bir süre sonra cep telefonuna yıllık aidat borcu bulunduğu ve ödemediği takdirde icra takibi başlatılacağının mesajının geldiği, mesaj gelen numarayı aradığını ancak ulaşamadığını, sözleşmeye göre kullanım süresinin 1 hafta olduğunu, tapu da ise 14 gün yazılı olduğunu, tapu ile sözleşmenin birbirine uymadığını ileri sürerek davalı şirketin hem kendisini, hem ailesini maddi manevi zarara uğrattığını ve hiç bir edimin davalı şirket tarafından yerine getirmediğini belirterek bu sözleşmenin iptalini, davalı tarafa yapmış olduğu 9.245,00 TL ve 215 TL noter vekalet giderinin iadesini, ödediği paraların tarafına iadesinden sonra, dava konusu devre mülkün adına olan tapu kaydının iptalini istemiyle dava açıldığı, dolayısıyla uyuşmazlığın bu haliyle, kamu düzenine ilişkin, kesin yetki ve taşınmaz üzerindeki ayni hak iddiasına ilişkin yetkiyi düzenleyen HMK'nın 12. maddesi kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
Tapusunun iptali istenen taşınmazın ...adresinde bulunduğu anlaşıldığından, davanın....... Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Ankara Batı 2. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi."
Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!