EŞLERİN EVLİLİK SIRASINDA BİRBİRLERİNİN MALVARLIKLARINA YAPTIKLARI KATKILAR EVLİLİK SONRASINDA İSTENEBİLİR
Bu yazıya mal rejimi tasfiyesi kapsamında olan değer artış payı alacağı ile katkı payı alacağı kavramları konu edilecek olup bu kavramların anlaşılabilmesi bakımından kısaca açıklanması gereken hususlara da değinilecektir.
Öncelikle mal rejimi kavramını açıklamak gerekirse mal rejimi; Eşlerin evlilik birliği içerisinde sahip oldukları malvarlıklarının yönetimine, tasarrufuna, tasfiyesine ilişkin kuralların tümüdür.
Mal rejimi çeşitleri şu şekildedir:
· Edinilmiş mallara katılma rejimi:
Türk Medeni Kanunu’nun “Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır…” şeklindeki 202. Maddesinin 1 fıkrasında evlilik esnasında eşler arasında varlığı kabul edilen yasal mal rejimidir. 1.1.2002 tarihi itibarı ile yürürlüğe giren TMK ile yasal mal rejimi olarak, eşlerin mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığının kabulüne ilişkin bir akit düzenlenmediği sürece, edinilmiş mallara katılma rejimi kabul edilmiştir. 1.1.2002 tarihinden önce yapılan evliliklerde de 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, 1.1.2002 tarihinden sonra ise yine edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaktadır. TMK-208: Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar.
· Mal Ayrılığı:
Eşlerin kendi mallarından ve borçlarından olan sorumluluklarını ifade eder. TMK’nın 242. Maddesinde “eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur.” Şeklinde tanımlanmıştır.
· Paylaşmalı Mal Ayrılığı:
TMK’nın 244. Maddesinde “Eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur.” Şeklinde tanımlanmıştır.
· Mal Ortaklığı:
TMK’nın 256. Maddesinde “Mal ortaklığı rejimi, ortaklık malları ile eşlerin kişisel mallarını kapsar.” Şeklinde tanımlanmıştır.
Mal rejiminin sona erme sebepleri şu şekildedir:
· Eşlerden birinin ölümü(Ölüm tarihi tasfiye tarihi olarak kabul edilir)
· Mahkeme kararı
1. Evliliğin iptali(Dava tarihi tasfiye tarihi olarak kabul edilir.)
2. Boşanma(Dava tarihi tasfiye tarihi olarak kabul edilir.)
3. Olağanüstü mal rejimine geçilmesine karar verilmesi(Dava tarihi tasfiye tarihi olarak kabul edilir.)
· Eşlerin başka mal rejimini kabul etmesi(Sözleşme tarihi tasfiye tarihi olarak kabul edilir.)
Mal rejimi tasfiyesi kapsamında önem arz eden kavramların da kısaca tanımlanmasından sonra asıl konuya geçiş yapılacaktır.
Katılma Alacağı:
Katılma Alacağı, varsa eklenecek değerlerden (TMK-229) ve denkleştirmeden (TMK-230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK-219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK-231) yarısı üzerindeki (TMK-236/1) diğer eşin alacak hakkıdır.
Artık değer:
Artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.
Edinilmiş mallar:
Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.
ü Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
Örneğin: Çalışma karşılığı olan edinimler; maaş, ücret, ikramiye, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kazanç, zirai kazanç, vizite ücreti, prim, vekalet ücreti, bahşiş, aylık, haftalık, gündelik, transfer ücreti gibi örneklerle karşımıza çıkabilir.
ü Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
ü Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
ü Kişisel mallarının gelirleri,
Örneğin: Kira, faiz, şirket kar, temettü vs gelirleri.
ü Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
Kişisel Mallar:
Kanun ile kabul edilen ve eşlerin kendi aralarında akdettiği sözleşme ile kabul edilen kişisel malların kapsamı farklıdır.
· (TMK-220)Kanuna Göre:
1- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
2-Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
3-Manevî tazminat alacakları,
4-Kişisel mallar yerine geçen değerler.
· (TMK-221)Sözleşmeye Göre:
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler.
Değer Artış Payı Alacağı:
Eşlerin 1.1.2002 tarihinden itibaren evlilik içinde birbirlerinin malına yapmış oldukları katkılardan doğan alacaklardır. (TMK-227) Eşlerden birinin evlilik birliği içerisinde ve 1.1.2002 tarihinden sonraki dönemde diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş olması halinde, eş tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır.
Bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır. Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması hâlinde hâkim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler.
Eşler, yazılı bir anlaşmayla değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler.
Değer artış payı alacağı hesaplanırken kişisel maldan kişisel mala, kişisel maldan edinilmiş mala, edinilmiş maldan edinilmiş mala, edinilmiş maldan kişisel mala yapılmış olan katkı şeklinde hesaplanmalıdır.
Değer artış payı alacağı talep edene veya mirasçılarına alacak hakkı sağlar, ayni hak sağlamaz. Ayrıca değer artış payının değeri katkı yapılan tarihteki değeridir.
Katkı Payı Alacağı:
1.1.2002 tarihinden önce evlenmiş olan eşlerin evlilik tarihi ile 1.1.2002 tarihi arasındaki süreçte birbirlerinin malına yapmış oldukları katkılardan doğan alacaklardır.
Değer artış payı alacağı kanundan kaynaklanırken Katkı payı alacağı içtihatlardan kaynaklanan bir tazminat türüdür.
Katkı payı alacağının dava tarihindeki değeri hesaplanmaktadır.
Hem değer artış payı alacağı hem de katkı payı alacağında katkı hem emek ile(ölçülebilir olan emeğin karşılığı kabul edilir. Ölçülememesi halinde hakkaniyet tazminatına hükmedilir. Ev içi emek katkı olarak kabul edilmemektedir.) hem sabit bir katkı ile (malvarlığının satılması sonucu yapılan katkı) hem de gelir ile yapılabilecek bir katkıdır.
Her iki alacakta da zamanaşımı 10 yıldır.
Değer artış payı alacakları ve katkı payı alacaklarına ilişkin davalarda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin kararı aşağıdaki gibidir.
“…Tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi halinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir. Kooperatif ödemelerinin 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda, eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanması halinde ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakkı doğabilecektir.
Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı, bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir.
Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde (01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 Sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı" miktarlarının tespitinde gözetilecektir.
Bunun için, öncelikle iddia ve savunmalar doğrultusunda kooperatif üyeliğine ve ödemelere ilişkin belgeler, eşlerin katkıda kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıkları (miras, ziynet, bağış vb.) ile mal ayrılığı dönemine ilişkin düzenli ve sürekli gelirlerine (maaş, gündelik, kar payı vb.) ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. İhtiyaç duyulması halinde, değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olayda, mahkemece, taşınmaz yönünden sadece katılma alacağının kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmamıştır. Şöyle ki, davaya konusu taşınmazın edinilmesine dayanak kooperatife kadının 29.02.2000 tarihinde üye olduğu, kooperatife ödemelerin 2000-2002 yılları arasında devam ettiği ve 29.07.2002 tarihinde tapuda kadın adına tescil edildiği, mahkemece kooperatife 01.01.2002 sonrası yapılan ödemeler yönünden katılma alacağının tahsiline karar verildiği, kooperatife 01.01.2002 öncesi yapılan ödemeler yönünden davacının çalışarak katkı iddiası yönünden bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde (01.01.2002 tarihine kadar) yapılan kooperatif ödemelerine çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip davacının da yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece, 01.01.2002 tarihinde kadar yapılan ödemeler yönünden eşlerin yaptıkları katkı oranı, 743 Sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmeli, kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve artık değere katılma alacağı" miktarlarının tespitinde gözetilerek, sonucuna göre değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
b-Tasfiyeye konu ... ada ... parsel ... nolu bağımsız bölüm yönünden temyiz itirazlarının incelemesinde;
Somut olayda, mahkemece tasfiyeye konu 35 nolu bağımsız bölümün dava dışı 15 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen para ve kredi ile alındığına yönelik kabulü yerinde ise de, evlilik birliği içinde kooperatif yoluyla kadın adına edinilen dava dışı 15 nolu bağımsız bölüme 01.01.2002 öncesi yapılan ödemeler yönünden davacının çalışarak yaptığı katkı oranı ile varsa 01.01.2002 sonrası yapılan ödemeler belirlenmeden ve kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı" miktarlarının tespitinde gözetilmeden, dava dışı taşınmaz bedelinin tamamı yönünden sadece kadın lehine denkleştirme yapılarak artık değere katılma alacağına hükmedilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir…”.
(Yargıtay 2. HD. 2021/10488 E. 2022/1286 K. 14.02.2022 T.)
Mal rejimi tasfiyesine ilişkin kısaca özet mahiyetinde bir bilgilendirme yapılmış olup bu konuların özel nitelikli davalara ilişkin olması sebebiyle bir uzmana danışılması elzemdir.
Av. Bilge İŞ & Av. Selçuk ENER
Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!