Islah İle Yeni Vakıa Öne Sürülmemişse Islaha Rağmen Eski Vakıa İle İlgili Delil Sunulamaz


Yazar: Av. Bilge İŞ & Av. Selçuk ENER
04.07.2024 17:09:41
Islah İle Yeni Vakıa Öne Sürülmemişse Islaha Rağmen Eski Vakıa İle İlgili Delil Sunulamaz

Islah dilekçesi ile yeni vakıa öne sürüldüğünde bu vakıa ile ilgili deliller de bildirilmekle birlikte eğer ıslah ile yeni vakıa öne sürülmemişse eski olay ile ilgili delil sunulamaz. Yani delil listesi ıslah ile verilemez.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi,  2022/5112 E. 2022/7116 K. 19.09.2022 tarihli kararı şu şekildedir.

“…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, tarafların dava veya cevap dilekçelerinde (HMK m. 119/l-e-f, HMK m. 129/1-e-f) iddia ve savunmanın dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça göstermek zorunluluğu bulunmaktadır. Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. ( HMK m.176 ) Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur. (HMK m. 179) HMK'nun 176 vd. maddelerine göre, taraflardan herbiri dava/cevap dilekçesini ıslah ederek yeni bir vakıa ekleyebilir yeni vakıa için delil gösterebilir. Davacı kadın, dava dilekçesinde herhangi bir delil bildirmemiş, 30/01/2019 tarihli dilekçe ile dava dilekçemizi yeniliyoruz demek suretiyle delilerini bildirmiş ve 22/10/2019 tarihli celsede sözkonusu dilekçenin ıslah dilekçesi olarak değerlendirilmesi talebinde bulunmuştur. Davacı kadın dilekçeler aşamasında delil bildirmediğinden, ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü yeni vakıalara yönelik delil bildirebilir. Yapılan incelemede davacı kadının ıslah dilekçesiyle yeni vakıa bildirmediği anlaşılmaktadır. O halde, usulüne uygun şekilde süresinde dayanılmayan tanık deliline göre dinlenilen tanık beyanları esas alınıp, davalı erkeğe kusur yüklenilerek, davacı kadının TMK 166/1. maddesine dayalı boşanma davasının kabulü usul ve kanuna aykırı ise de, bu husus temyiz kapsamı dışında bırakıldığından bozma sebebi yapılmamış ve eleştirmekle yetinilmiştir.

3-Mahkemece, davalı erkek tam kusurlu bulunarak davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmiş ise de, yukarıda 2. bentte belirtildiği üzere davalı erkeğin kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Davalı erkeğe bir kusur yüklenemeyeceğine göre Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir. Davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…”

Yukarıdaki içtihattan anlaşılacağı üzere genel anlamda ıslah ile yeni deliller sunulacağı bilinse de yeni vakıaya ilişkin deliller sunulabilmektedir. Bu sebeple dava açılırken ya da cevap dilekçesi verilirken oldukça dikkatli olmak gerekmektedir zira bu durum hak kaybına sebebiyet verebilecektir. Ya da ıslah dilekçesi sunarken de böyle bir durumun farkında olmak gerekmektedir ki lehe sonuç doğurabilsin. Bu sebeple gerek dava öncesi gerekse dava sırasında ve hatta davadan sonra da bir avukata danışılması veya sürecin bir avukat ile yürütülmesi elzemdir.

Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!