Kadının Tehdit Eylemi Erkeğin Evi Terk Etmesine Tepki Olup Kusur Olarak Yüklenemez
Kadının erkeği tehdit ettiği her ne kadar yerel mahkemece kusur olarak yüklenmişse de erkeğin önce evi terk ettiği ve ailesine zarar verecek nitelikte borçlanması sebebiyle kadının erkeği tehdit etmesinin erkeğin kusurlu eylemine tepki niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. Bazı eylemlerin diğer eylemden hemen sonra gerçekleşmiş olması tepki niteliğinde kabul edilip kusur olarak yüklenmemektedir. Bu da o durumlardan biridir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2022/4331 E. 2022/6792 K. 5.07.2022 tarihli kararı şu şekildedir.
“…Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının eşini tehdit etmesi nedeniyle tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulüne, erkek lehine manevi tazminata hükmedildiği, davalı kadın tarafından hükmün tüm yönleriyle istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından erkeğinde evi terk ettiği, ailenin ekonomik varlığını tehlikeye sokacak şekilde borçlandığı, evliliği devam ettirmek istemediğini söylediği" kusurlarının ispatlandığı, bu kusurların davacı erkeğe yüklenmesi gerektiği, bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu hale geldiği gerekçesi ile gerekçenin düzeltilmesine, kadın lehine yoksulluk nafakasına, erkeğin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, kadının sair istinaf talepleri ise reddedilmiştir. Mahkemece kadının eşini tehdit etmesi nedeniyle hafif kusurlu olduğu ve bu nedenle erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadının erkeğin kusurlu eylemleri neticesinde tepki mahiyetinde eşini evi terk etmesi amacıyla tehdit ettiği, bu nedenle tepkisel nitelikli bu eylemin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kaldı ki tanığın tehdit eylemine bizzat şahit olmadığı, tanığın görgüye dayalı beyanının bulunmadığı, davalı kadından duyduğunu aktardığı anlaşılmaktadır. Davalı kadının boşanmayı gerektirir nitelikte kusurlu bir davranışın varlığı ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir…”
Yukarıdaki içtihattan anlaşılacağı üzere boşanma davalarında bazı eylemler karşı tarafın eyleminden hemen sonra gerçekleşmişse tepki niteliğinde eylem olarak gerçekleşen eylem kabul edilip tarafa kusur olarak yüklenmemektedir. Bu durum da tanık beyanları ile ispat edilip süreç değiştirilebilecektir Bu sebeple dava açılırken bu hususa önem verilmeli ve gerek dava öncesi gerekse dava sırasında ve hatta davadan sonra da bir avukata danışılması veya sürecin bir avukat ile yürütülmesi elzemdir.
Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!