Kişisel İlişki Düzenlenirken Çocuğun Yaş Aralığına Göre Baba İle Kademeli İlişki Düzenlenemez
Anlaşmalı boşanma protokolünde baba ile kişisel ilişkinin 5 yaşından önce ve sonra olmak üzere eğitim durumuna göre kademeli düzenlendiği görülmüştür. Fakat kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru görülmemiştir. Babalık duygularının tatmini bakımından da kabule şayan değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2022/5420 E. 2022/6979 K. 13.09.2022 tarihli kararı şu şekildedir.
“…1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince; her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına, yargılama sırasında doğan ortak çocuk 08.11.2018 doğumlu ...’nın velayetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, nafakalara ve kadın yararına maddi tazminata hükmedilmiş, hüküm davacı-davalı erkek tarafından istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince yoksulluk nafakası yönünden istinaf itirazının kabulüne, diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davacı -davalı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun beş yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı belirtilerek kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir. Bu bakımdan babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HMK m. 370/2)…”
Yukarıdaki içtihattan anlaşılacağı üzere anlaşmalı boşanmalarda protokol hazırlanırken taraflarca nasıl olsa ikimizin ortak fikri denilerek avukat olmadan düzenlemeler yapılmaktadır. Fakat protokoldeki bazı hükümler yerel mahkemelerce her ne kadar kabul edilse de üst mahkemelerde sorun çıkarmaktadır. Yani her ne kadar iki taraf bir hükümde hemfikir olsa da bu yargı tarafından kabul görmeyebilmektedir. Özellikle kamu düzenine ilişkin bazı konularda özellikle çocuğun üstün yararının gözetildiği velayet konusunda bir avukat olmadan protokol hazırlanmamalıdır. Bu sebeple gerek dava öncesi gerekse dava sırasında ve hatta davadan sonra da bir avukata danışılması veya sürecin bir avukat ile yürütülmesi elzemdir.
Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!