Kişisel İlişkinin Düzenlenmesinde Şehir Farkı Önem Arz Etmemektedir
Bilindiği üzere çocuk ile velayet kendisinde olmayan ana/baba arasında kişisel ilişki kurulmaktadır. Kişisel ilişki düzenlenirken hem çocuğun üstün yararı hem de analık/babalık duyguları önemsenmektedir. Çocuk ile velayeti kendinde olmayan eş farklı şehirlerde olsalar da bu durum günümüzdeki ulaşım kolaylıkları sebebiyle kişisel ilişkiye engel olmayıp bu husus önemsenmemektedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2022/3213 E. 2022/6421 K. 29.06.2022 tarihli kararı şu şekildedir.
“…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Bölge adliye mahkemesi tarafından kadın lehine aylık 1000 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Dosyanın tetkikinden, davalı-davacı kadının Almanya’da yaşadığı, Devletten aylık 650-700 Euro yardım ödemesi ve ortak çocuk ... için çocuk parası aldığı; ...’de dört adet arsasının ve Kırşehir’de evinin bulunduğu, tanık beyanlarına göre Kırşehir’deki evinden kira aldığı anlaşılmış olup; kadının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna göre boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi “boşanma yüzünden yoksulluğa düşme” koşulu kadın yönünden oluşmamıştır. Bu durumda, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece velayeti anneye verilen ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulurken “aynı şehirde oturmaları hali" ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, taraflar farklı şehirlerde yaşıyor olsalar bile, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken "ayrı şehir-ayrı şehir” ayrımına gidilmesinin önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, ayrı şehir-aynı şehir ayrımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır...”
Yukarıdaki içtihattan anlaşılacağı üzere Yargıtay kararlarının önemi büyüktür. Zira açılan veya açılacak davalarda bu kararlara uygun kararlar verilecektir. Velayet konusu çok önemli ve somut olaya ve gelişmelere göre değişkenlik göstermekte olup bu durumun lehe çevrilmesi bu yöndeki hakimiyet ile olacaktır. Bu sebeple dava açılırken bu hususa önem verilmeli ve gerek dava öncesi gerekse dava sırasında ve hatta davadan sonra da bir avukata danışılması veya sürecin bir avukat ile yürütülmesi elzemdir.
Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!