Özel Boşanma Sebeplerine Dayanan Davalarda Kusur Kıyaslaması Yapılamaz


Yazar: Av. Bilge İŞ & Av. Selçuk ENER
04.07.2024 17:01:06
Özel Boşanma Sebeplerine Dayanan Davalarda Kusur Kıyaslaması Yapılamaz

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında tarafların kusuru kıyaslanır ve kusur durumuna göre karar verilirken özel boşanma sebeplerine dayanılan boşanma davalarında kusur kıyaslaması yapılamamaktadır. Bu sebeple kusur durumuna göre hükmedilen tazminat ve diğer feriler de bu yönde kararlaştırılacaktır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi,  2022/4901 E. 2022/7235 K. 20.09.2022 tarihli kararı şu şekildedir.

“…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kadının tüm, davacı erkeğin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacı erkek tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 165. maddesinde düzenlenen akıl hastalığına dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesinin 23.11.2021 tarihli kararı ile davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 165. maddesi gereğince boşanmalarına, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, davalı kadının tazminat talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Bu hükme karşı, davalı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, akıl hastası olan davalı kadının davranışları irâdi olmadığından eldeki boşanma davasında kendisine kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığı, dosya kapsamından davacı erkeğin annesinin evlilik birliğine müdahalesine izin verdiği, eşini istemediğini söylediği ve davalı kadının yaşadığı yerde fiziksel şiddete uğradığının anlaşıldığı, bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle davalı kadının kusur belirlemesine, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, davalı kadın yararına talep gibi 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ile boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, kadının sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm bu sefer taraflarca yukarıda sınırlandırıldığı şekilde temyiz edilmiştir.

Dava, özel sebebe (TMK. m. 165) dayanmaktadır. Kanunda yer alan özel boşanma sebeplerinden biriyle açılmış bir boşanma davasında, bu özel sebebin yanında davacının da boşanmayı gerektirecek ağırlıkta bir kusuru ispatlanmış olsa bile, bu husus dava konusu yapılmamış ise artık özel sebebe dayalı boşanma kararı verilmesinde ve sonuçlarında dikkate alınamaz. Somut olayda davalı kadının evlilik birliğini çekilmez kılacak derecede ve geçmesine olanak bulunmayacak biçimde akıl hastalığının bulunduğu ve bu hastalığın Türk Medeni Kanununun 165. maddesinde yer alan boşanma sebebini oluşturduğunda duraksama yoktur. Özel boşanma sebebi ispatlanmıştır. Bu bakımdan, artık davalının, dayanılan boşanma sebebini çürütmek amacıyla değil de, “Davacının da kusurlu olduğunu" ispat etmeye yönelik gösterdiği deliller ve davacının kusuru dikkate alınmaz. Diğer bir ifade ile özel boşanma sebebine dayalı boşanma davalarında evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davalarında olduğu gibi davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılamaz. O halde, somut olayda Türk Medeni Kanunu'nun 165. maddesinde düzenlenen özel boşanma sebebiyle boşanmaya karar verildiğine ve kadın tarafından usulünce açılmış bir karşı dava bulunmadığına göre artık davacı erkeğin kusurlu olup olmadığına bakılamaz. Bölge adliye mahkemesince bu husus nazara alınmadan, davacı erkeğe kusur izafe edilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3-Yukarıda (2.) bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin kusuru bulunmamakta olup kusursuz eş aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğinden somut olayda davalı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2 maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilecek yerde yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mâli gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların taleplerinin, ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Somut olayda bölge adliye mahkemesince davalı kadın yararına talep gibi aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de, dosya kapsamından tarafların 11.01.2017 tarihinde evlendikleri, davanın 12.04.2017 tarihinde açıldığı, bu durumda tarafların yaklaşık üç ay kadar evli kaldıkları ve müşterek çocuklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakasının kadın yararına irat biçiminde ödenmesine hükmedilmesi tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile evlilik süresi dikkate alındığında Kanunun amacına uygun değildir. O halde Türk Medeni Kanunu’nun 176/1. maddesi nazara alınarak, hâkimin takdir yetkisi çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olarak yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" kararı verilmesi hususu da tartışılıp değerlendirilerek buna göre yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…”

Yukarıdaki içtihattan anlaşılacağı üzere boşanma davalarına dayanak yapılan sebep önem teşkil etmekte olup dava açılırken ayrıca bu husus değerlendirilmelidir. Zira davanın gidişatındaki en önemli huşuların başında yer almaktadır. Bu sebeple gerek dava öncesi gerekse dava sırasında ve hatta davadan sonra da bir avukata danışılması veya sürecin bir avukat ile yürütülmesi elzemdir.

Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!