Suça Sürüklenen Çocuklara Özgü Soruşturma Ve Kovuşturma Kuralları


Yazar: Stj. Av. Osman Alp ÜNAL & Av. Selçuk ENER
23.09.2024 17:14:20
Suça Sürüklenen Çocuklara Özgü Soruşturma Ve Kovuşturma Kuralları

Tarih boyu gelişen ve hala gelişmekte olan evrensel insan hakları hukukunun, ceza muhakemesi aşamalarının gelişiminde çizdiği çerçeveye bağlı olarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri sürekli olarak kendini yenilemektedir. Gelişmekte olan insan hakları hukukunun insan onuruna atfettiği değerler iç hukukumuzda da yargılamanın aşamalarına yansımış, süreç içerisinde de yetişkinlere uygulanan usul hükümlerinin, haklı olarak, yetersiz kalacağı düşünülmüş ve uluslararası sözleşmelerle suç işlediği düşünülen (suça sürüklenen) çocuklara özel bazı temel ilkeler öngörülmüştür.

Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde, çocuk adalet sisteminin her aşamasında ve tüm düzeylerde uygulanabilecek bu ilkeler ışığında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, suça sürüklenmiş çocukların soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki haklarını, yetişkin olan şüpheli, sanık ve hükümlülerin haklarından önemli ölçüde geniş tutmaktadır.

CMK m.150/2 hükmüne göre müdafisi bulunmayan şüpheli veya sanık eğer çocuksa, çocuğa istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. Zorunlu müdafilik kavramı suça sürüklenen çocuklar bakımından bu sebeple önem arz etmektedir. Bu kapsamda müdafisi bulunmadan suça sürüklenen çocuktan alınan ifade veya suça sürüklenen çocuğa dair yapılan herhangi bir ceza muhakemesi işlemi, hükme esas alınamayacaktır.  ÇKK m.15 kapsamında ise çocukların işlediği suçların soruşturması çocuk bürosunda görevli olan Çocuk Savcısı tarafından bizzat yapılmalıdır. Yine aynı ilke gereğince, en az bir sosyal çalışma görevlisinin işlemler esnasında bizzat hazır bulunması, işlemin hukuka aykırı olmaması adına büyük önem taşımaktadır.

Suça sürüklenmiş çocuğun ifadesini alan kişi, ifadesinin alınma biçimi, ifadesinin alındığı yer ve tüm bunlarla bağlantılı olarak suça sürüklenen çocuğun içinde bulunduğu psikolojik durum, işlemin hukuki geçerliliğini etkilemektedir. Suça sürüklenmiş çocuğun ifadesinin kollukta alınmasının çocuğun psikolojisi üzerinde bırakabileceği etkiyi düşünecek olursak, ifadesi alınırken resmi üniformalı kolluk görevlilerinin ortamda bulunması, işlemi çocuğun üstün yararı ilkesine aykırı hale getirebilir. Bu sebeple çocuğun ifadesi kollukta müdafi huzurunda alınmış olsa dahi hükme esas alınamaz.

Çocuğun ceza muhakemesi aşamalarında psikolojik ve fiziksel gelişiminin tehlikeye atılmaması, sorulan soruların çocuğun yaşı ile bağlantılı olarak kolay bir şekilde anlaşılır olması ceza muhakemeleri işlemleri bakımından bir zorunluluk olarak karşımıza çıkar. Bütün bu bahsettiklerimizle bağlantılı olarak ÇKK m.7/1 uyarınca çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi halinde de adli kolluk tarafından çocuklar hakkında ayrı evrak düzenlenmeli, soruşturma ve kovuşturma işlemleri ayrı yürütülmelidir.

Ek olarak Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince çocuklar hakkında mahkemelerce, çocuk hâkimlerince veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılması ve raporun çocuğun, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkar.

Yargıtay 6. CD, 2021/19448 Esas 2022/16994 Karar ve 06.12.2022 tarihli kararında;

“…suça sürüklenen çocuğun yargılamasının yürütüldüğü sırada kendisine zorunlu müdafii olarak Av. ... ...'nın atandığı, savunmasını da bu avukat huzurunda yaptığı ancak kendisine görevlendirilen Av. ... ...'nın yargılama sırasında müdafilik görevinden çekildiği, bu hususun suça sürüklenen çocuğa bildirilmediği, yerine zorunlu müdafi olarak Av. ...'ın görevlendirildiği halde bu durumun suça sürüklenen çocuğa bildirilmediği, daha sonraki duruşmalara da suça sürüklenen çocuğun katılmadığı, kararın suça sürüklenen çocuğa kendisine müdafii olarak atandığından haberdar olmadığı Av. ...'ın yüzüne karşı verildiği, atanan Av. ...'ın 30.11.2016 tarihli duruşmada, suça sürüklenen çocuğun duruşmadan bağışık tutulmasını talep ettiği, suça sürüklenen çocuğun da müdafii olarak Av. ...'ın atandığından haberdar olmadığı anlaşıldığından, anılan müdafiinin suça sürüklenen çocuk hakkında bağışık tutulma talebinde bulunma hakkının olmadığı anlaşılmakla; Başka suçtan Maltepe 2 numaralı L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi de bulunmayan suça sürüklenen çocuk ...'in kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 Sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılması,

Suç tarihi itibari ile 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca sosyal inceleme raporu aldırılmaması veya aldırılmama nedeninin gerekçeli kararda belirtilmemesi,

Sebebiyle, müdafinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5271 Sayılı CMK'nın 304/2. maddesi uyarınca yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın... 8. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin… Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 06.12.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

Şeklinde içtihat ederek çocuğun soruşturma ve kovuşturma aşamasında yetişkinlere nazaran daha özel usullere tabi olduğunu, bu usullere aykırılığın bozma sebebi teşkil ettiğini ifade etmiştir.

Görüleceği üzere, suça sürüklenen çocukların soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin usulü, Çocuk Hakları Sözleşmesinin ışık olduğu ilkelere bağlı olarak özel olarak düzenlenmiş, günümüzde de yetişkinlere uygulanan soruşturma ve kovuşturma işlemlerinden farklı şekilde ceza yargılamasına tezahür etmiştir.

Suça sürüklenmiş çocukların hem soruşturma aşaması hem kovuşturma aşaması özel usuller ve ilkeler çerçevesinde işletilmesi gereken aşamalar olduğundan, ihtiyacınız durumunda bu alanda uzman bir avukat yardımı almaktan çekinmemeniz gerektiği kanaatindeyiz.

Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!