Tanığın Akraba Olması Beyanlarına İtibar Edilmemesi İçin Tek Başına Yeterli Değildir


Yazar: Stj. Av. E. Barkın SOLHAN & Av. Selçuk ENER
26.07.2024 14:19:13
Tanığın Akraba Olması Beyanlarına İtibar Edilmemesi İçin Tek Başına Yeterli Değildir

Özellikle Aile Hukukunu ilgilendiren davalarda akrabaların tanıklık edemeyeceği gibi bir yanılgı hakimdir. Aksine akrabaların da tanıklık edebilmeleri mümkündür. Akrabaların tanıklıkları da diğer tanıklar gibi dikkate alınmalıdır. Akraba olmaları tanıklıkta tarafsız olamayacağı anlamını taşımamaktadır. Yalnızca akraba olmalarından kaynaklı tanıkların ifadelerine itibar edilmemesi ise bozma nedenidir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/24252 E. 2018/2279 K. 20.02.2018 tarihli kararı şu şekildedir:

‘’…Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Mahkemece, davacı tanıklarının akraba olması, tanık ...'in davacının kardeşi, tanık ...'nin davacının annesi, tanık ...'in de davacının babası olduğu bu nedenle beyanlarının tarafsız olmayacağı gerekçesiyle davacı kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (HMK m.255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanı değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. O halde, davalının kumar oynağını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini beyan eden ve olaylara tanıklık eden ..., ... ve ...'in tanıklığına değer verilerek, boşanmaya karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır…’’

 

Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!