USULSÜZ TEBLİGAT HALLERİ


Yazar: Stj. Av. Gaye Amiklioğlu & Av. Selçuk Ener
11.10.2024 12:59:34
USULSÜZ TEBLİGAT HALLERİ

USULSÜZ TEBLİGAT HALLERİ

Tebligat, bir mahkeme, idari kurum veya diğer yetkili merci tarafından düzenlenen belgelerin ilgili kişi veya kurumlara ulaştırılması işlemidir. Muhatap yazılı veya elektronik olarak bilgilendirilir ve bu bilgilendirilme bir belgeye dayanır. Tebligat, yazılı, memur eliyle veya elektronik yolla olmak şeklinde üç şekilde gerçekleştirilebilir. Tebligat işlemi  7201 S. Tebligat Kanunu’nda belirtilen usullere uygun şekilde yapılmalıdır, bu usulde yapılmayan tebligatlar usulsüz tebligat olarak nitelendirilir ve usulsüz tebligat yapılması durumunda tebligat hiç yapılmamış gibi hukuki sonuç doğurur. Ancak bunun için tebligatın muhatap tarafından hiç öğrenilmemiş olması gerekir. Bu yazımızda usulsüz tebligatın ne olduğunu, usulsüz tebligat durumunda başvurulabilecek hukuki durumları ve tebligatın sonuçlarını açıklayacağız. Bunun için öncelikle usulüne uygun tebligatın nasıl yapıldığını açıklamakta fayda vardır.

TEBLİGAT YAPILMA USULLERİ

Tebligat kural olarak bizzat muhatabın bilinen adresine ve kendisine yapılır. Bilinen en son adrese tebligat yapılamaması halinde ise kişinin adres kayıt sistemi olan MERNİS’teki adresine göre yapılır ancak bazı durumlarda muhatap dışında birine de yapılabileceği kabul edilmiş ve bu durum Tebligat Kanunu’nda düzenlenmiştir.

İlk olarak değinmek istediğimiz husus md.22’de düzenleme altına alınan yaş ve ehliyet şartıdır. İlgili düzenleme gereğince bir tebligat muhatap yerine başka birine tebliğ edilecekse tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran on sekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir.

  1. Vekile ve Kanuni Temsilciye Tebligat

Madde 11 –Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır. (Ek ikinci fıkra: 11/1/2011-6099/4 md.) Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır. Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icab etmedikçe bu mümessillere yapılır

İlgili düzenleme uyarınca vekil aracılığıyla takip edilen işlerde kural olarak tebligatların vekile yapılması asıldır. Bu sebeple vekil dışında başka birine yapılan tebligat usulsüz olarak kabul edilir. Yani muhatabın vekili varsa tebligat muhatabın kendisine yapılmış dahi olsa yapılan tebligat usulsüz olarak kabul edilir. Ancak bu durum Ceza Muhakemesi yargılamaları için geçerli değildir. Ceza Muhakemesi Yargılamalarında aleyhine kanun yoluna başvurulacak olan kararların yalnızca vekile değil muhataba da tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu konuyla ilgili olarak önceden yayımladığımız yazımızı okuyabilirsiniz (https://www.selcukener.av.tr/ceza-yargilamalarinda-aleyhe-olan-kararlarin-asile-teblig-edilmesi-gerekir)

İlgili kanun hükmüne göre avukat bürolarına yapılacak olan tebligatların resmi çalışma gün ve saatleri içerisinde yapılması gerekir. Aksi halde örneğin hafta sonu yapılan tebligat da usulsüz olarak kabul edilir.            

                                                                                                                            

"...7201 Sayılı Tebligat Kanunun 11, Avukatlık Kanununun 41. ve HUMK.nun 62, 68. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, bu husus başlı başına ihalenin feshi sebebidir..."

                                                                          (Yargıtay 12. HD. 2012/8760 E. 2012/24211 K. 10 .07.2012T)                                                                                                                                          

  1. Aynı Konutta Oturan Kişilere veya Hizmetçiye Tebligat

Madde 16- Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.

Burada önemli olan nokta tebligatın kişinin yakınlarından birine yapılması yerine aynı konutta yaşayan kişilere yapılması gerektiğidir. Ayrı evlerde yaşıyorlar ise muhatabın anne-babasına yapılan tebligat dahi usulsüz olarak kabul edilmektedir. Bu sebepledir ki komşuya veya apartman görevlisine de tebligat yapılması mümkün değildir. Benzer şekilde yalnızca belirli günlerde eve temizliğe gelen kişiye de tebligat yapılamaz, muhatap yerine (kanuni düzenleme gereğince hizmetçi kelimesini kullanıyoruz ancak yardımcı demenin daha doğru olacağı kanaatindeyiz) hizmetçiye yapılan tebligatın usule uygun olması için kişinin o hanede yaşıyor olması gerekmektedir. Muhatapla aynı konutta yaşayan birine tebligat yapılması için muhatabın konutta bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerekir. Şayet muhatap evde değilse ancak onunla aynı konutta yaşayanlara tebligat yapılabilir.                                                                                                                                

 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” denilmekte olup Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır.


"...Somut olayda, şikayetçi borçlu adına çıkarılan satış ilanının “Adreste aynı konutta oturan eşi ... imzasına tebliğ edildi” açıklaması ile Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ edildiği ancak tebliğ memurunca muhatabın o sırada orada bulunmadığının belirlenmediği görülmüştür. Buna göre muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin aynı konutta beraber oturan kişiye yapılan tebliğ işlemi 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine aykırı olmakla usulsüzdür..."

(Yargıtay 12. HD. 2021/5658 E. 2021/6800 K. 22.06.2021 T)

Usulsüz tebligat, kanunda belirtilen usullere uyulmadan yapılan tebligattır. Ancak bu tebligat doğrudan geçersiz olarak kabul edilmemelidir. Zira usulsüz tebligat yapılmış olması durumunda usulsüz tebligatı öğrenen kişinin tebligat konusunu öğrendiğini beyan ettiği takdirde tebligat tebliğ edilmiş sayılır. Bu durum Tebligat Kanunu md.32’de “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” şeklinde düzenlenmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nüans muhatabın kendisine usulsüz tebligat yapıldığı gerekçesi ile işlem yapmaktan kaçınması durumlarında işlem yapma hakkının ortadan kalkacağıdır. Çünkü yukarıda izah ettiğimiz gibi usulsüz bir şekilde gerçekleştirilmiş dahi olsa tebligatın öğrenilmesiyle birlikte tebligat usulüne uygun olarak gerçekleştirilmiş gibi hukuki sonuç doğurur.

USULSÜZ TEBLİGAT DURUMUNDA YAPILMASI GEREKENLER

Usulsüz tebligat durumunda yapılması gereken şey tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayet yoluna başvurmaktır. Şikayet süresi 7 gündür ve icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır. Burada şikayetin takibi durdurmadığına dikkat etmek gerekir. İİK md.22 “Şikâyet, icra mahkemesince karar verilmedikçe icrayı durdurmaz.” şeklindeki düzenlemesiyle bu durumu açıkça ifade etmiştir. Yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayet yaptıktan sonra takibin durması için yapılan takibe ayrıca itiraz etmek gerekir. İcra mahkemesi talep üzerine veya kendiliğinden icranın durmasına karar verince takip durur.

Son olarak belirtmek isteriz ki usulsüz tebligat yapılması durumlarında adil yargılanma hakkının unsurlarından olan mahkemeye erişim hakkı da ihlal edilmektedir. Bununla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuruda da mahkeme ihlal kararı vermiştir.

Anayasa Mahkemesi  Başvuru Numarası: 2013/6102 , Karar Tarihi: 14/4/2016

“…Başvurucunun dilekçesinde tebligatların usulsüzlüğü iddiaları çerçevesinde dile getirdiği yargılama safahatında daha önce "S..tepe Mah. 1... Sokak... Keçiören/Ankara" adresine çıkarılan tebligat şerhlerinde adresin yanlış olduğu, adresteki evin yıkıldığı, muhatabın adresten taşındığı, ismen tanınmadığı, muhtarlık kaydının olmadığı hususları belirtilirken aynı adreste 7201 sayılı Kanun'un 21. madde hükmüne göre 4/7//2012 tarihinde “Tebligat adresine gidildi. Adresinin sürekli kapalı olması ve tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi gereği bağlı bulunduğu mahalle muhtarı İ.U.'ya teslim edilerek 2 no'lu form kapısına yapıştırıldı. Komşusu Ş.Ç.'ye haber verildi." şerhi verilerek gerekçeli kararın tebliğ edilmesi karşısında yukarıda belirtilen mevzuat ve Yargıtay kararlarına göre tebligatın geçerli olup olmadığı, yine 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesine göre başvurucunun kararı öğrendiğini beyan ettiği tarihe göre temyiz talebinin süresinde olup olmadığına ilişkin ayrı ve açık bir yanıt verilmesini gerektiren iddiaların Yargıtay kararında değerlendirilmeden dilekçenin karar düzeltme talebi niteliğinde olduğu kabul edilerek iş mahkemelerinden verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna başvurulamayacağına dair yapılan yorumun, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri bağlamında öngörülebilirlik sınırları içinde olmadığı ve başvurucunun mahkemeye ulaşmasını aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hâle getiren nitelikte olduğu; bu açıdan başvurucunun mahkemeye erişim hakkının zedelendiği sonucuna ulaşılmıştır.  Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir..”

Yukarıda yaptığımız açıklamalar usulsüz tebligata ilişkin özet bir bilgi olup, yapılan tebligatla ilgili olarak bir usulsüzlük durumu söz konusu ise bunun bir avukata danışılması önemlidir.

Stj. Av. Gaye AMİKLİOĞLU & Av. Selçuk ENER

Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!