Yabancı Mahkemece Boşanmaya Sebep Görülen Ayrı Yaşama Kişilik Haklarına Saldırı Sayılmadığı İçin Manevi Tazminata Sebebiyet Vermez


Yazar: Av. Bilge İŞ & Av. Selçuk ENER
04.07.2024 16:55:49
Yabancı Mahkemece Boşanmaya Sebep Görülen Ayrı Yaşama Kişilik Haklarına Saldırı Sayılmadığı İçin Manevi Tazminata Sebebiyet Vermez

Türk yargısında kusur merkezli bir değerlendirme sistemi olsa da yabancılar hukuku nezdinde böyle bir değerlendirme olmayabilmektedir. Yabancı mahkemelerde görülen davalarda verilen kararların Türk Yargısı ve Türk Kuruluşları önünde bir sonuç doğurması bakımından bu kararların tanıma ve tenfiz davaları açılmaktadır. Ayrıca bu davlar ile birlikte boşanma sonrası da maddi ve manevi tazminat davaları da açılmaktadır. Bilindiği üzere maddi ve manevi tazminat davalarında kusur unsuru değerlendirilmektedir. Az kusurlu veya kusursuz kişi lehine tazminat hükmedilmekte ise de eğer yabancı bir ülkede boşanma gerçekleştiyse burada neye bakılır sorusunun cevabı olacaktır aşağıdaki içtihat. Şöyle ki eğer yabancı mahkeme önünde görülen davaya konu olayda kusur yoksa o zaman Türk Yargısı önünde bu eylem kusur olarak değerlendirilir mi buna bakılacaktır. Eğer olay kişilik haklarını zedelemiyorsa o zaman manevi tazminata hükmedilmeyecektir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi,  2022/6801 E. 2022/7272 K. 21.09.2022 tarihli kararı şu şekildedir.

“…Dava, yabancı mahkemede görülen ve kesinleşen boşanma davasında manevi zararlarının tazmini talep edemediğini ileri süren davacı kadın tarafından açılan manevi tazminat (TMK m.174/2) davasıdır. Mahkemece, "Taraf beyanlarına, celp ve tetkik olunan kayıtlara ve taraflar arasında görülen Almanya Hamburg Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 282 F 91/03 Esas numaralı dava dosyasına göre boşanmaya sebebiyet veren olay olarak kabul edilen ayrı yaşama olgusuna göre kişilik haklarına saldırı olmadığından manevi tazminat belirlenebilmesi için gerekli yasal koşulların bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizce 30.10.2017 tarihli kararla usulüne uygun ön inceleme yapılmadığından kararın bozulmasına karar verilmiş, yerel mahkemece bozmadan sonra "Tarafların Almanya mahkemelerinde boşandıkları ve boşanma kararının İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi’nin 2014/620 Esas sayılı 04/12/2014 tarihli kararı ile tanıma ve tenfizine karar verildiği, eldeki davada önceden dinlenen tanık beyanlarında davacı kadının iddialarına ilişkin tanıkların bizzat görgüye dayalı beyanlarının bulunmadığı ve destekleyecek herhangi bir başkaca delilin de dosyaya sunulmadığı görülmekle TMK m.174 kapsamında manevi tazminat takdir etmeyi gerektirecek bir kusurun varlığı ispat edilemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın, kusursuz veya diğer tarafa göre az kusurlu olması ve boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gerekir (TMK m. 174/2). O halde, yabancı mahkeme kararında, boşanmaya sebebiyet veren olay olarak kabul edilen ayrı yaşama olgusunun kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü, sonucu itibari ile doğru görüldüğünden, 6100 sayılı HMK'nın 370/4. maddesi uyarınca hükmün ret gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir…”

Yukarıdaki içtihattan anlaşılacağı üzere eğer yabancılık unsuru taşıyan bir uyuşmazlık varsa bir avukata danışılması gerekecektir. Bu sebeple gerek dava öncesi gerekse dava sırasında ve hatta davadan sonra da bir avukata danışılması veya sürecin bir avukat ile yürütülmesi elzemdir.

Ener Avukatlık Bürosu ile +90 212 570 4046 numaralı hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz!